Feslikan yaylasında...
- murat cengizer

- 2 Eyl 2023
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 1 Tem
Gereğinden fazla sıcak...
Haddini aşan ölçüde...
2022'de yüz yılın en kavurucu sonbaharını yaşadı, termometresi 41 dereceye dayandı; yetmedi. Yeni sezonu Afrika sıcaklarıyla açtı. Basra üzerinden araya çöl tozu soktu; kesmedi, Kemer sırtlarından bolca kara duman taşıdı.
10 milyon turisti plajlarına sığdırırken, Akdeniz semalarını 45 saniye arayla birbirini takip eden yolcu uçaklarına bıraktı. Soluğun yetmeyeceği ara sıcaklar artık sonbaharın son demlerine sarkıyor.
Burası Antalya... Atatürk'ün Lara girişinde "güzel yer" dediği ama bunu Mart ayında dile getirdiği şehir...
Lara, Belek, Konyaaltı plajlarında 12 güneşine bile direnen Ruslar için ortada bir gariplik olmayabilir ama yazın aklını kullanan soluğu yaylada alıyor. Uzak doğunun tsunamiden, İstanbul'un 'köprüden önce son çıkış'la kendi kıtasına kaçışı gibi...
Burada çıkışın adı Feslikan... Çöl sıcağından önce son çıkış...
Akdeniz sıcaklarını ters yüz eden, depresyon hırkasını Temmuz akşamlarında bile sırttan indirmeyen yayla...
Burada 32 dereceyi 42 hissettiren Akdeniz nemi yok, çöl tozu yok, klima zaten yok; biraz Saklıkent soğuğu, çokça köy sobası var, akşamları çevresine odun ve muhabbet sıralanıyor.
Antalya'nın en doğu ucundan en batı ucu sahilden 320 kilometre... Alanya'dan Kaş'a geçerken Konyaaltı'na arkamı dönüp Batı Toroslar’a tırmanmaya başladığımda hamamı terk ediyorum.
Gömbe, Üçoluk, Ördübek ve Gedevet yaylalarını haritada bırakıp Saklıkent’in doğusundaki Feslikan’ı merak ediyorum.
Kent merkezine 44 km mesafede… Düz yoldan çıkılamıyor, Çakırlar üzerinden bölgeye bir saatte ulaşıyorum. Konyaaltı plajından 1850 m yukarıya tırmanmak anlamına geliyor yolculuk.
Feslikan'a Antalya körfezini en iyi gören, bu yırtıcı özelliğinden dolayı arsa fiyatlarının şişirildiği Geyik Bayırı üzerinden geçiliyor. Çağlarca seyir tepesinde de körfezin iç gıdıklayıcı manzarası karşılıyor herkesi.
Yaylaya asfalt yoldan ulaşıldığı için yolculuk zorlu değil, ancak keskin virajlar da az değil. Çekme karavanları görüyorum zorlanırken.
Feslikan yaylasını Sivri ve Tunç Dağları'yla 2500 yaşındaki Typalia Antik Kenti çevreliyor. Derin sırtlarda Karadere Göleti ile Çitdibi Şelalesi yer alıyor, ama gidemiyorum.
Uzaktan Termessos'un yerini anlamaya çalışıyorum. Güneybatıdaki Eren Dağı ise gözümün önünde...Dağcıların rahat adımlar attığı yükseklik 2750 m...

Feslikan Antalya’ya bağlı bir yayla olsa da havasıyla, dağlık ve sosyal yapısıyla Akdeniz’den hızlı ayrışıyor.
Bölge, Kuzey Anadolu yaylalarından farksız… Bir parkur yaylası gibi de işliyor.
Doğa yürüyüşlerine ilgisi olan grupları burada sıklıkla görmek mümkün. Sarp sırtlara off-roadcular tırmanıyor.
Yamaçlarda çadırlar kuruluyor, Bakırlı Dağı üzerinden Tübitak Gözlemevi’ne doğru yürüyüşlere çıkılıyor. Dağın en dikkat çeken noktası gökyüzünü ince hatlarıyla izleyen bu gözlemevi… Türkiye’nin her noktasından buraya akış var.
Saklıkent’e 13 km mesafede bulunan yaylanın iklimine alışkın olmayanlar ise havayı Kars soğuğuna benzetiyor. Kimilerini oksijen çarpıyor. Kışın kar kalınlığının 60 cm’yi geçtiği bir bölge Feslikan. Kar küreyiciler bazı sarp yolları açamıyor. Yazın yaylayla kıyı Antalya arasındaki sıcaklık farkına gelince...Şimdilik 22 derece...
2.Fotoğraf: aa.com.tr
2000 metre yüksekte turnuva…
Yayla Konyaaltı Belediyesi’ne bağlı….Yazın şenlikler organize ediliyor. Festivalde konserler verilirken, yağlı güreşlerde pehlivanların mücadelesi bölgeye bölgeyi çekiyor.
Ne yenir, ne içilir'e gelirsek, açıkçası şenlikler dışında Feslikan yaylasında boğaza hitap edebilen yerler yok. Bakir yapısı orantısız tesisleşmenin önüne geçtiği için sadece bir market, az sayıda köy lokantası var.
Batı Akdeniz mutfağının şiş köftesini, oğlak tandırını, tahinli geleneksel piyazını burada dağ kekiğiyle tatmak mümkün. İlaçlı ilaçsız sera domatesi ve biber masalarda bolca servis ediliyor.
Feslikan yazlıkları
Kızılçam, ardıç, karaçam, maki, dağ çayırı… Yaylada Beydağları silsilesinin yüksekliği arttıkça Akdeniz’e has tabiat örtüsü yerini kıraç toprağa bırakıyor.
Ancak yabani hayvan çeşitliliği direnişte…Dağ keçisi, yaban domuzu, kaya kartalı, tilki, yılan, sakallı akbaba yayla sırtlarında her an göze ilişebiliyor.
Yerleşimin merkezinde Hacısekililer ve Doyran köyleri yer alsa da son yıllarda inşa edilen yazlık beldeler yeni sosyal renklere dönüşmüş durumda... Geyik Yeri, Mor Yer, Güzle Köyü ve iki gün konakladığımız Ardıç Evler bunlardan sadece birkaçı…
Bölge insanı yayla ikliminde farkında olmadan perma-kültür sergisine hazırlanıyor. Sonbahar bahçelerinde elma ve mürdüm erikleri kurutuluyor, biber salçaları hazırlanıyor; sebze konserveleri, pestil, tarhana, marmelatlar yayla güneşine yatırılıyor. Yabanıl armutlar turşu için toplanıyor.
Meyve ağaçlarının arasındaki muhabbetlere kekik ve nane kokuları karışıyor. Yörük geleneğine bir yönüyle kentli tüketim alışkanlıkları eklemleniyor.
Ve Sinan Değirmeni… Adını günümüze bir parçası bile kalmayan küçük bir değirmenden alıyor.
Doyran köyüne bağlı beldeye dağ çayının içinden geçerek ulaşılıyor. İçinde mütevazı bir köy camisi bulunan değirmen, 300 yıllık tahıl ambarlarıyla küçük bir turizm alanı yaratmış.

Çivinin kullanılmadığı, sedirlerin geçişli şekilde birbirine eklendiği 90’a yakın ambara çay suyunun temas ettiği köprüden ulaşılıyor. Su buz gibi... Birkaç adımlık şok tedavisi ayak sinirlerimize iyi geliyor.
Korunan ‘Kültür Varlıkları’ arasında yer alan değirmeni ve ambarlarıyla, zirveleri, yaban keçileri, odun sobaları ve gözlemeviyle Feslikan Antalya’ya nefes aldırıyor.
'Son çıkış'a yaklaşanlara duyurulur.


































Yorumlar