Bir solukta KARAMAN
- murat cengizer

- 7 Mar 2023
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 14 Eki 2024
Bazı kentler hatırı sayılır derecede tarihsel bir derinliğe sahip… Karaman galiba bu tanımın içini doldurabilen bölgelerden…
33 yıl önce il olup halen “Konya-Karaman mı?” sorusuna muhatap olsa da 250 bin nüfuslu kent, tarihe dokunan mekan ve karakterleriyle “ben buradayım”diyor.
Atatürk’ün köklerinden Osmanlı’yı fazlasıyla uğraştıran Karamanoğulları’na, tasavvuf şairi Yunus Emre’den Ermeni cemaatine, Mevlana’nın eşrafından yıkıcı Haçlı ordularına kadar birçok kültür yapısı mütevazı şehrin dokusunu oluşturuyor.
Bölgeye 1600’lü yıllarda yolu düşen Evliya Çelebi, bu İpekyolu kentini ilginç notlarla anlatıyor. “Larende’de…” diyor, “7080 toprak ev, 470 dükkan var. Huzurlu şehrin kadınları sarı çizme, halkı kırmızı boyalı kuzu kürk giyinir.”

Bir İç Anadolu şehri olsa da tabiat yapısıyla yer yer Akdeniz’in etki sahasında kalıyor. Aksaray, Ereğli ve Konya’yla aynı geniş bozkırı paylaşıyor ama kızıl-kestane renkli tepeleriyle Akseki sırtlarından rol çalıyor.
Kentte caddeler geniş, trafik ışıklarının kullanılmasına ilginç biçimde gerek duyulmuyor. Meydanları, dükkanları hınca hınç dolmuyor. İnsanı sıcak kanlı… Ev yemekleri yapan lokantalarını tercih ettiğimizde şebit pilavı, etli ekmek, zerde ve arabaşı çorbasıyla tanışıyoruz. Kentin damak tadı pek öyle idare edilebilir cinsten değil.
Peki dar ya da geniş caddelerinde halen iki-üç katlı minimal bina dokusunu koruyabilen kentte nerelere gidilir?
İşte sadece hafta sonuna sığdırıp bir solukta gezebileceğiniz 5 ayrı Karaman noktası:
TARTAN KONAĞI:
Tartanzadeler ya da Tartan ailesi 1810 yılında bu sıra dışı konağı inşa ettiriyor.
Tarihi devirlerin sokak başı karşınıza çıktığı Topucak mahallesindeki yapı; sekizgen tavanı, orta sofası, geniş odaları ve ilginç kalem işçiliğiyle Anadolu ev mimarisi standartlarını aşan bir görünümde…
Odalarında ahşap mankenlerin sergilendiği konak, gezginleri 212 yıl öncesine kadar götürüyor.
Konağın tavanına ise İstanbul silüetleri vuruyor: Kız Kulesi, yandan çarklı şehir hatları vapurları, yelkenliler ve Dolmabahçe…
Orta Anadolu’ya bir İstanbul havası aldırıyor Tartanzadeler.

FİSANDON KİLİSESİ
Eskinin kilisesi, şimdinin camisi… Malazgirt savaşından da önce Karaman’ın güneyindeki ıssız Dereköy’ün kayalık bir tepesi üzerine inşa edilmiş.
Haç planlı yapının kimler tarafından inşa edildiği resmen bilinmiyor ama kilise bahçesinde konuştuğumuz ihtiyar Fisandonlular, “Bizans İmparatoru Konstantin’in kardeşi gelmiş yapmış burayı” diyor.

Beşik ve çapraz tonozların kullanıldığı kiliseye Osmanlı döneminde bir giriş ve minare eklenmiş. Kilisenin yıllanmış kesme taşları dönemin sadelik anlayışını haykırıyor.
TAŞKALE AMBARLARI
Karaman’a 45 km mesafede bulunan killi kireç kayalar, insan eliyle oyula oyula 800 yıl önce bu ilginç taş ustalığı ortaya çıkmış. Yöre halkı, tahıllarını kıtlık zamanında saklayabilmek için koca kütleyi doğal buzdolabına dönüştürüyor. İlginç şekilde tahılların 50 yıl içinde bozulma oranı sadece yüzde iki…
252 odası bulunan kayaya yüzeyindeki nişlere tutunarak tırmanılıyor. Tahılları taşıma işini ise zincirli makaralar yapıyor. İlk basamaklar oyuklar içinde bir taş mescide, ilk kat ise mavi tonlu bir Atatürk resmine çıkıyor. Paşa'nın atalarından Kızıl Ahmet Efendi’nin, 600 yıl önce aşiretiyle birlikte bu köyden Makedonya topraklarına göç ettiğini öğreniyoruz.

YUNUS EMRE TÜRBESİ:
Türkiye’nin coğrafi anlamda paylaşamadığı tasavvuf şairi… Yunus’un doğduğu, yaşadığı ve vefat ettiği yer neresi? Ankara, Eskişehir, Konya, Karaman, Aksaray, Afyon… Bu soruların cevabını altı şehir arıyor ama Karaman’ın merkezindeki 800 yıllık Yunus Emre Camisi çok şey anlatıyor.
Türbede bulunan dört sandukada Yunus Emre, Tapduk Emre, şairin oğlu ve kızı yatıyor. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde Yunus’u andığı yer de burası, yani Kirişçi köyü…
Ünlü düşünürün şiirlerinde geçen yer isimlerinin yüzde 90’ı ‘Karaman çıkışlı’ deniliyor. Türbe ve camii tasavvufun unutulmayan ismini yine yöreye özgü bir sadelikle yansıtıyor.

ÇEŞMELİ KİLİSE
Nam-ı diğer Surp Asvadzadzin Kilisesi... Topucak’ta Araboğlu Camisi, Yeni Hamam ve Tartan Konağı’yla aynı sokağı paylaşan Ermeni kilisesi Bizanslılar döneminde yaptırılıyor ama son yüzyılda cezaevi olarak kullanılıyor.
Üç sahınlı kesme taşla inşa edilen Çeşmeli, ilginç bir sosyal laboratuvar: İçeride Ermeni cemaati, yanındaki tek göz evde yaşayan Rum rahip, apsiste gönüllü cami imamı... Ön avluda bize ‘rehberlik eden’ Ali Yağcı, 'Kilisenin imamı'yım” diyor tebessümle.
Asırların eskitemediği taş yapının hikayesini dinliyoruz kendisinden. Zamanın farklı inananları ama ortak yaşayanları…Ama artık ortalık sessiz




























Yorumlar