Günlüklü'de gün batımı...
- murat cengizer

- 21 Ağu 2021
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 2 Şub 2024
“Yolda güneş yükseliyordu, güneye giderken…” Bulutsuzluk Özlemi’nden böyle dinlemiştik şarkıyı. Ama rota değişime uğradı ve biz Elmalı, Beydağları, Kırkgöz, Çıralı derken şimdi güneyden batıya, sığlalara doğru gidiyoruz. Güneş yükseliyor yine tabii.

Önü arkası çok hesaplanmayan, planlara prensiplere takılı kalmayan tatilleri seviyorum. İnsanın sonuçta tatilden anladığı şey, ruhen bir şömine başı arayışı… Reçete belli aslında: Ahmet Haşim’in benzetmesiyle “devedikenli mantığı” bir tarafa bırakıp kumun üstünde basitçe salınabilmek…
Ayrıca yıl boyu tekdüze mesailerden, sonu gelmez ofis toplantılarından ya da “atomu parçalayan” iş ilişkilerinden bir anda serin sulara geçilmesi de cabası. Sadece yola çıkmak, “çek biraz güneye” demek, galiba yorgun nöronlara yetiyor.
Buradan hareketle yeni rotamızı bu kez Antalya’dan Ege’nin güney ucuna kaydırdık. Amacımız biraz tanımsız bir yere ulaşmaktı.
Haritalarda Fethiye’nin önlü arkalı koylarını tıklarken bir anda Günlüklü’yü keşfettik. Sorular var tabii aklımızda: İyi midir, göründüğü gibi midir, ya hizmet, deniz, insanlar nasıldır?
Sığla altında bir orman kampı
Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı koya doğru önce karavanla yola çıktık. Korkuteli-Söğüt karayolu (D-330) üzerinden Günlüklü içinde yer alan Küçük Kargı Tabiat Parkı’na ulaştık.
Sosyal medyadan bagajınıza yüklediğiniz önyargıları henüz kamp girişinde sileceğiniz bir koy Günlüklü…


(Katrancı koyundan geçerken...)
Öncelikle iki popüler tatil merkezinin ara noktasına konumlanmış durumda… Fethiye’ye 16 , Göcek’e ise 27 km mesafede… Koy’un girişinde bir güvenlik kulübesi mevcut…Kamp ormanına öyle elini kolunu sallayıp girmek mümkün değil…
Günübirlik ziyarette araç için 30 tl otopark ücreti ödenirken, kamp ya da otel tatilcisiyseniz ödeme yapmadan kalacağınız noktaya geçiyorsunuz.
Koya girer girmez sol kolda Günlüklü Kampı karşılıyor sizi. İşletmecileri fazlasıyla samimi… Keyif rotanızda sizi rahat bırakıyorlar. Biz de kampın patikasına sapıp, sığla ağaçlarının altına karavanı yerleştiriyoruz.
Sığla demişken, enteresan bir ağaç tabii… Daha önce görmediğim bir familyadan…Yerden kavak gibi yükseliyor, uzun gövdesi yükseldikçe yılan gibi kıvrımlaşıp sağa sola sapıyor. Tabii ağaçların bu şekliyle Temmuz güneşini perdelemesi tüm koya, gece boyunca yarı-serin bir yayla havası katıyor.

Ormanın sosyal enerjisi: Çadır
Kampın rengarenk çadırlarına gelirsek…Özellikle geceleri çok keyifli… Her yaştan, her kesimden insan,kampın salaş ruhuna kolay uyum sağlamış.

Çadır aralarında yemekler birlikte yeniyor, karşılıklı yol hikayeleri anlatılıyor, yaşlılar çevrelerindeki genç enerjiye takılı kalmış; ortalıkta çadırlar arasına asılı ampullere odaklanmış şaşkın çocuklar var.

Kamp gençliğine gelince… Denizli’den bir organizasyon şirketi, 18-39 yaş grubunu baz alarak, gençleri topladığı gibi Günlüklü’ye getirmiş. Çadırlar, pansiyonlar tıklım tıklım enerji dolu…
Akşam havuz başında canlı müziğe geçiliyor, şanslıyız. Egeli müzik grubu “Masala Ritim” sahne alıyor. “Belki Alışman Lazım” şarkısını söylüyor grup… “Ben Buraya Çıplak Geldim”i söylerken kamp semalarında Boho rüzgarı hissediliyor. “Now take me home”la coşan gençlik, geceyi havuzda tamamlıyor.

Orman içinden karavana dönerken gece yolcuları çıkıyor şimdi de karşımıza: Sığla sincapları… Her yerde, her ağaçta, içine özellikle ekmek konmuş her sepetin üstündeler…
İnsanların arasına sızmayı bilen en güzel şey onlar olmalı.

“O kampa gidenler bir daha…”
Sosyal mesafeli manzarayı ertesi sabah ormanda bırakıp denize ulaşmayı hedefliyoruz.
İçinde yürüdüğümüz tabiat parkı, 80’li yılların ünlü korku filmi 13.Cuma’dan fırlamış gibi…
Kristal Gölü’nün gençlere takık sakini Jason, yine o evrim geçiren hokey maskesiyle her an karşımıza dikilebilir. Zaten kampın “girilmez” levhaları, filmde tatile çıkan gençlerin canını sıkan ihtiyarları da hatırlatıyor: “O kampa gidenler bir daha geri dönmedi!”
Biz de dönmedik, çünkü deniz çok güzel…

Günlüklü geniş bir plaja sahip… -U şeklindeki koyun beyaz kumlu kıyı alanı, batıdaki Katrancık Adası’na bakıyor. Turkuaz sığ sular Ege tadında…Antalya’nın çakıl taşları burada yerini kuma bırakmış.
Kıyıda hizmeti soruyorsanız, o da iyi düşünülmüş. Tuvalet, duş, soyunma kabini gibi alanlar kıyı boyunca mevcut…
Ortamın ruhunu ve orman güvenliğini alaşağı eden mangal, kamp hariç ormanın her noktasında neyse ki yasak… Plaj, akşam 8’den sonra tüm ziyaretçilere kapatılıyor.
Konaklama ücretleriyle noktalarsak… Koya bakan otelde gecelik oda ücreti 1250 liradan başlarken, koy girişindeki Günlüklü kampının gecelik çadır/karavan ücreti 100 liradan başlıyor.
Plajda iki kişilik şezlong ve şemsiye fiyatı 100 tl… “Bu fiyat bize uymaz” diyenler zaten kendi şemsiyeleriyle kumların üzerinde yerini alıyor.
Nasıl gidilir?
Günlüklü, Fethiye demek… İstanbul’dan yola çıkanlar beldeye İzmir yolu üzerinden 8 saatte ulaşabilir. Kütahya - Burdur yönünü tercih edenlerse 9.5 saati göze almak durumunda….Ankara’nın Günlüklü yolculuğu 7.5 saat sürerken, Antalya düz bir çizgiyle koya 3.5 saatte ulaşabiliyor.





Yorumlar