top of page
Ara

Demir Yolu

  • Yazarın fotoğrafı: murat cengizer
    murat cengizer
  • 9 Oca 2024
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 31 Mar 2024

Tren yolculuğunu seviyorum. Gar ambiyansı, tren düdükleri, kondüktör çağrıları, ahşap traversler, makaslar, gıcırtılar, vagonların solucan yürüyüşü ve kar altında lokomotiften yayılan duman kokusu bu yolculuğu farklı kılıyor.

 

Beş yıl önce Doğu Ekspres’le Kars’a kış çıkarması yapmış; karlı dağ ve buzlu göllerle son bulan seyahatten etkilenmiştik. Bu defa Ankara’dan başlayıp Siirt’te sona erecek Güney Kurtalan Ekspres’in vagonlarındayız.



Haftanın beş günü başkentten 11.20, Kurtalan’dan da 09.30’da kalkıyor tren. Yerimiz, 1.peronda yemekli vagonun arkasındaki örtülü kuşetli... Vagon 4 kişilik kompartımanlardan oluşuyor. Gündüz oturulan karşılıklı koltuklar gece iki ayrı ranzaya dönüşüyor.


Lavabo ve dolaptan ötürü yataklı vagonda sadece 2 kişi kalınırken, kuşetliler 4 kişilik aileyi karşılıyor. Üç kişi olduğumuz için fiyat farkıyla kompartımanı kapatıyoruz.

 

Yolcular hazır, tren düdüğü çalıyor

 

Güney Kurtalan Ankara'dan zamanında kalkıyor. Öğleden sonra Elmadağ- Kırıkkale hattında mevsimin yeşilden kiremite çalan tüm ara renkleri kasaba kasaba akıp geçiyor. Anadolu'yu vagonda Nuri Bilge Ceylan gözüyle izliyor gibiyiz.



Himmetdede kasabasında güneş bozkırda kaybolmaya başlıyor, Güney Kurtalan 21.durağı olan Kayseri garına 19.30’da giriş yapıyor. İlk uzun mola...


Vagonlara kent merkezinden pide, dürüm, hızını alamayıp pastırma siparişi verenler var. Dışarıyı tercih etmeyenler yemekli vagonun ızgara köfteleri başındalar fakat menü zengin değil.

 

40 dakikalık mola sonrası Sivas’a dört saatlik gece yolculuğu başlıyor. Yemekli vagonun yoğun kafe gibi işlediği saatlerde tren, Yiğido garına gece 00.00 sularında giriyor. Ancak buradaki teknik arıza tam iki saat sürdüğü için Hekimhan üzerinden Malatya yolculuğu sabahın altısını buluyor.

 

Yolcuların çoğu uykuda… Gün ağarırken pencereden Fırat nehrini izliyoruz. Burası çok özel…Çünkü dünyanın en büyük 3. demiryolu köprüsünden geçiyoruz. Malatya’yı Elazığ Baskil’e bağlayan 37 yıllık Fırat köprüsü, Karakaya Baraj gölü üzerinde tam 2 km boyunca ilerliyor.


Türkiye’nin de en uzun raylı köprüsünü göl esintisiyle geçen tren, Elazığ’ın Maden durağına doğru yönleniyor.

 

Kurtalan Ekspres Hazar gölünü hep dolaşsa…

 

Anadolu kırsalında ilk ulusal dönem mimarisinin izlerini taşıyan açık sarı gar binalarını keşfetmek heyecan verici…Artık kullanılmayan pas kokulu raylar, yabani otlarla birleşmiş ahşap vagonlar garların yıllanmış tecrübesini paylaşıyor.  

 

Trenin tünel çıkışlarında manzaraların içine süzüldüğü bütün sıra dışı yerler sanki Elazığ çevresinde toplanmış. Fırat nehri, demiryolu köprüsü, baraj gölü, Maden durağı derken Hazar gölünün kıyısını dolanıyor Güney Kurtalan Ekspres.


Gençlik kamplarını, sayfiyeleri, demiryolunu sarı çizgileriyle kesen hemzemin geçitleri ve Atatürk'ün göl kıyısında mola verdiği yeri yağmur altında geçiyoruz.




Hazar gölü hiç bitmesin istiyoruz ama tren bu, Ergani’ye doğru yol alıyor. Ranzaları kapatıp yemekli vagonda kahvaltıya geçiyoruz. Ve 56.durak Diyarbakır… Biz bavullarla inerken, yoluna Batman üzerinden devam eden tren Siirt’in Kurtalan ilçesine toplam 30 saatte varmış oluyor.

 

68 durak, üç bölge ve tam bir günü aşan yolculuk…

 

Tren, Tarih, Uygarlık

 

Kurtalan kendi güzergahında medeniyetleri yarıştırıyor: 


Malabadi Köprüsü, Kayseri Saat Kulesi, Çifte Minareli Medrese, Gök Medrese, batık şehir Hasankeyf, ona bağlı 4000 mağara, tektonik Hazar gölü, Dicle ırmağı, Kayseri kümbetleri, Ulu Camiler, Fırat demiryolu köprüsü, Arkeoloji müzeleri, Siirt türbeleri, höyükler, Ermeni ve Süryani kiliseleri…

 

Özellikle Batman ve Diyarbakır’da inip araba kiralayan gezginler bölgeyi Midyat’tan Göbeklitepe’ye, Eski Mardin’den Hasankeyf’e enine boyuna dolaşıyor. Biz nokta atışını Diyarbakır garına on dakika mesafede bulunan Sur’la yapıyoruz.



450 yıllık Hasan Paşa Hanı’nda az şekerli kahve molası verip Ulu Cami’yi, ardından Ziya Gökalp ve Arkeoloji Müzeleri’ni geziyoruz.


Sonraki gün dört ayrı mezhebi simgeleyen 4 Ayaklı Minare’den cemaati 10 ailelik Mor Petyun Keldani Kilisesi’ne, Diyarbakır Kalesi’nden 10 asırlık 10 gözlü Köprü’ye ulaşıyoruz.

 

Sülüklü Han’da reyhan şerbeti, Remzi Usta’da ciğer, Saim Usta’da peynirli kadayıf, 4 asırlık eski hamam Fırın-ci’de Ali Nazik, Sıtkı Usta’da fıstıklı sarma, Selim Amca’nın Sofrası’nda mumbar ve kaburganın kucağına düşüp 3 gün sonra Kurtalan Ekspres’le bu defa dönüşe geçiyoruz.

 

Kurtalan Ekspres’i merak edenler için…

 

Olurlar: Kuşetliler 4 kişilik ancak 2-3 kişilik yolculuğa daha uygun...Nevresim ve çarşaflar paketlerde getiriliyor, temiz... Yemekli vagon kuşetlilere yakın... Kompartıman güvenli, içerden kilitlenebiliyor. Pencereler büyük...Koridorlar ferah... Kondüktörler sıcakkanlı…

 

Olmazlar: Dokunmatik düğmeli tuvalet düşüncesi iyi ancak temizlik aksıyor...Kalorifer aralıklı çalışsa da gece soğuk…Yemekli vagon havadar olmalı....Bir de 3 saati bulan teknik arızalar modern yolculuk anlayışına biraz ters değil mi acaba?



 

 

Комментарии


Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

Finike Cad. Elmalı ANTALYA 07700

©2019 by SADE KAHVE. Proudly created with Wix.com

bottom of page