Elmalı'da bir iç kurdu
- murat cengizer

- 3 Haz 2019
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 11 Haz 2019

Elmayla ilgili tecrübem önceleri başarılı ısırıklardan ibaretti.
Onunla gerçek anlamda tanışmamsa renkten renge girmiş bir bahçede gerçekleşti.
Bizi ilk karşılayanlar gala, starking, golden ve granny smith oldu tabii.
Bir cümbüşe takılı kalmıştım.
Ancak kendimi iç kurdu, kırmızı örümcek, don/dolu vurgunu, kara leke gibi bir dizi doğal şımarıklığın içinde bulunca bu cümbüş kısa sürdü.
Koca ülkede her 100 elmadan 12'sini üreten bir ovada tanışma sırası, artık tarım ilaçlarındaydı.
Sıkacaktık kimyayı, hastalığı alaşağı edip elma yiyecektik.
Ancak bununla birlikte köylünün üçayağa çıkıp üst dallardan indirdiği bir kova elmanın maliyeti 80 kuruşa dayanınca, onu dalında izlemenin daha keyifli bir tecrübe olduğu ayrımına varmamız zor olmadı.
Hatta bir sene sade kahve tadındaki C.Karatay'ın "Gerçek lezzet kurtlu olanında, kurtluuu..." dediği o elmayı da ürettik. İlacını kesip bol iç kurtlu kıvamıyla en doğalından çocukluğumun kütür kütür elmasını yedik. Ama bunun ticaretteki karşılığı kadüktü, yok hükmündeydi.
Ama biz vardık!..
Şimdi onu kimyanın ve tacirlerin göbeğinde bırakmadan sadece yemelik sayıya indirgedik. Artık iç kurduyla, stres yaratmayan kara lekeleriyle barış içinde yaşıyor gibiyiz.
Şimdi don vurmuş dolu vurmuş,fotoğraftaki minik iç kurdu şaşakalmış, ne gam!..




Yorumlar