Düğme Evler'in izinden ORMANA
- murat cengizer

- 24 Eki 2021
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 15 Eki
Can sıkıntısı insanı dönüştüren duygu…
Antalya’nın Batı Toros yaylalarını turlama fikri de güz sıkıntısıyla başladı.
Hedefimiz 75 bin hektar ormanlık alanını büyük yangında kaybeden Manavgat’ın kuzeyine doğru ilerlemekti. Akseki yolunda kömürleşmiş orman tabanını izlerken zimbit, mersin ve menengiçlerin yeniden yeşerdiğini öğrendiğimizde mutlu olduk. Kül görüntüsü baskılanmış, ortalık biraz renklenmeye başlamıştı.
Bir an Akseki yolu üzerinden Gidengelmez Dağları’nı merak ettik. Dağın “sıkıysa” dedirten ismi mi tahrik etti bizi bilmiyorum ama rota oluşturulurken kendimizi İbradı ilçesine bağlı bir kültür turizminde, Ormana’da bulduk.


Düğmeli evler, tarihi yığma taş duvarlar, Oğuz boylarının torunları, sedirler, mağaralar ve yılkı atları oldu bizi kendine çeken. Ama seyahatin duygusal tarafı var ki, o da anne köklerimin tamamen Ormanalı olmasıydı.
Bir ata toprağına ayak basmıştım ve hepi topu 577 nüfuslu bu Toros köyünün girişinde, “Doğdukları yeri unutmayanların beldesi” yazılı tabelayla karşılanıyorduk.
Uzun yılllar Akseki’ye bağlı bir köymüş Ormana... İbradı’nın ilçe yapılmasıyla (1990) tarihi köy Akseki’den ayrılıyor. Akdenizli ama bir tarafı kültürel yakınlığından ötürü Konya havzasına göz kırpıyor.
Kısa geçmişine dönersek Ormana; Salur, Teke ve Kınık gibi Oğuz boylarının Antik Yunan kenti Erimna'nın kalıntıları üzerinde hayat kurmasıyla gelişiyor. Konya’yı şimdi yıkık vaziyetteki kervansaray “Tol Han” üzerinden Akdeniz iskeleleriyle buluşturan bir durak işlevi de görüyor.

Her sokakta düğmeli ev
Batı Antalya yaylalarına göre daha yeşil, daha serin bir belde Ormana…Ama yerel mimari ciddi farklar yaratmış. Öyle ki, Ormana’yı Ormana yapan en karakteristik özelliği “düğme ev” mimarisi olmuş.
‘Sedir-kesme taş’ uyumu beldenin her sokağında karşınıza çıkıyor. Evlerin yan cephelerine yaklaştığınızda, ne harçla karşılaşıyorsunuz, ne çimentoyla…

Çimentonun yerini yığma taşlar almış, onları evlerin omurgasında görüyorsunuz. Toroslar’ın yükseklerine has sedir ağacı, diğer ismiyle katran, hammaddesi olmuş Ormana evlerinin…
Zamanın ustaları enteresan bir alışkanlıkla sedirlerin çıkıntılarına dokunmayınca, ortaya ahşap düğme şeklinde 200’e yakın görsel çıkmış.
Patara bölgesi için zeytin ağacı neyse, Ormana için sedir o… Bu minik Toros köyünün karayoluna bile sedir, kızılçam ve göknarların gölgesi değiyor.
Sokak aralarında dolaşmaya devam ediyoruz. İnsani ölçekteki cumbaların birbirlerini karşılayan hallerinde, zamanın “Komşu, komşu! –Huuu!” seslerini işitir gibiyiz. Eski devirlerde sadece tek at arabasının geçebileceği dar sokaklarda çocukların özgürce koşturmalarını izliyoruz. Evler tarihi kimliklerini saklamamakta ısrarlı...
Düğmeli evlerden tek ana caddeye çıktığımızda ağaçlar altında sağlı sollu kahvehaneler karşılıyor bizi.
Beldenin insanına selam verirken, üst üste atılmış yaşlı bacaklar saygıyla indirilip selamlar alınıyor. Yöre insanı ziyaretçilere sıcak… Meraklı bakışların süresi kısa tutuluyor, anlık dönüyor tebessüm eden yüzler….

Dağda trekking, ovada ‘yılkı’, sokakta sanat…
Ormana’nın doğal sacayağı dağ-ova-mağara... Beldenin sırtını verdiği küçük Toros dağının adı Karadağ…1455 m yüksekliğindeki dağ, doğa sporcuları için bir trekking noktası olmuş, özellikle hafta sonu yamaçlar hareketli…

Kışın karlar altında kalan 90 bin dönümlük Eynif Ovası’nda ise başına buyruk yılkı atları dolanıyor. Yılkı yörede turistik hayvancılığın adı olmuş. Ovada at yarışları yapılıyor. Serin yayla havasında onları izlemek için Eynif’e akan binlerce turist mevcut…
Ve Altınbeşik… Bölgedeki Milli Park’a da adını veren mağara, Türkiye’nin en büyük yer altı gölüne sahip…2.5 km’lik uzunluğuyla dünyanın da en derin (15 m) mağaralarından biri… Travertenle kaplı Altınbeşik yılın yarısı tamamen sular altında...
Sokaklar sanat atölyesi
Ormana yayla iklimine sahip…Yazın kavurucu Antalya sıcağından kaçan Akdenizliler soluğu bu kuzey dağlarının yamaçlarında alıyor.
Bölge mimarisinin siluetini bozmayan modern yazlıkları bu yüzden köyün her noktasında uyum içinde görüyoruz.
Ama sonbahar ziyaretlerinin içeriği biraz farklı…İnsanlar bu defa festivaller için geliyor. Beldede bir dönem sanat meşaleleri yakılmış, uluslararası boyutta Artoros Kültür ve Sanat Festivali düzenlenmiş, sokaklar resmedilmiş, onlarca ülkeden yüzlerce sanatçı….
Bir diğer etkinlik olan Üzüm Festivali ise pandemiye yenik düşmüş, birkaç yıldır düzenlenemiyor.
Ama Düğmeli Evler festival tadında sokakları ve yaşama kültürüyle “canı sıkkın”ları beklemeye devam ediyor.

Nasıl Gidilir?
Ormana Akseki’nin batısında yer alıyor.
Belde, D-695 yolu üzerinden Seydişehir’e 88, Antalya’ya 170 km mesafede…
Güneyden gelenler Büyükalan köyünden sola, Konya yönünden gelenlerse Akseki’den sonra sağa sapıp “düğmeliler”e ulaşabilir.







Yorumlar