Bir zamanlar Ihlara'da
- murat cengizer

- 11 Kas 2021
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 4 Nis 2024
Akdeniz kıyılarının en yaşanabilir zamanlarından biri sonbahar… Deniz hala ılık, kumun üstü yakıcı sıcakları geride bırakmış, rüzgar bazen sert esiyor ama güneşin tadını çıkarmak isteyenlere hala yol arkadaşı...
Güz yağmurlarını beklediğimiz haftada rotamızın yönünü bu defa bozkıra çevirdik. Pop-kültürle arasına asırlardır ciddi mesafeler koyduğuna inandığım bir Anadolu kavşağını, Aksaray’ı merak ettik.
Zamanında Roma’yla ters düşen Hristiyan grupların inzivaya çekildiği şehir Aksaray… Sultan Fatih’e en çok ter döktüren “Bey”, Karamanoğlu, buradan örüyor duvarlarını. Hititler, Kapadokya kralları, Bizanslılar hala burada yaşıyor. Selçuklular tam 4 asır burada askeri üs kuruyor. Keykubad’ın Pisa kulesi Eğik Minare de bu şehirde...
Ayrıca Ihlara Vadisi’nin kanyon kanyon derinleştiği bir alan burası… İbn-i Battuta 7 asır öncesinden Aksaray’ı, “her yanda akarsu, bağlar, bahçeler var” diyerek resmediyor.
Malaklısı(köpeği) da var tabii şehrin, iri cüssesiyle bizi meraklıca karşılıyor.

Konya havzasında Karatay’ın uçsuz bucaksız düzlüklerinden kente yaklaşırken mısır tarlaları üzerinden Hasan Dağı’nın zirvesine bakıyoruz. Münzevi hayatları potasında eriten kendine has bir şehrin kodlarını açmaya hazırız sanki.
İşte asırlardır yaşama dokunmuş Aksaray’ın “sakın bakmadan geçme” listesi:
-Sultanhan... Kente batıdan girdiğimizde karşılaştığımız ilk Aksaray eseri…Hanlar Hanı'ndayız, Anadolu’nun en büyük (4800 m2) kervansarayında…
I.Alaeddin Keykubad, Sultanhan’ı hem yazlık-kışlık, hem karargah yapıyor kendine… 792 yaşındaki yapı, kendi devrinde ticari yolculukları da güvence altına almış. Kervansaray’ın girişinde "El-Minnetü Lillah( minnet Allah'adır)” sözleri yazılı…

İçeride sağ revaklar atları, develeri karşılarken, solda kervancılar için odalar, salonlar, hamamlar ve ambarlar mevcut…Üstü tonozlu “kışlık” kısımsa hanın en dikkat çeken yeri…
Yerli yabancı ayırt etmeksizin herkese üç gün boyunca yemek ve su sağlayan Han, 8 asır öncesinden demokratik pencereler açıyor sanki. Öyle ki hangi din, dil ve ırktan olursa olsun Sultanhan’da herkese “yer” var.


-Hasan Dağı …Aksaray’daysanız, Hasan Dağı’ndasınız. Efsanesi bile 3268 metrelik dağa bakışınızı değiştirecek cinsten…
Dağın adı Danişmendli komutan Turhasan’dan geliyor, Haçlı savaşlarında şehit düşünce cenazesi dağın eteklerine kaldırılıyor. Zamanla Turhasan oluyor derviş Hasan Dede…

Dingin isim, hırçın dağın adını belirliyor sonra. İç Anadolu’nun en yüksek ikinci dağı, aslında uykuda olan genç bir volkan…Eteklerine, şimdi koyunların otladığı Roma kenti Nora’yı yerleştiren Hasan, turistik Kapadokya’nın şekillenmesinde hatırı sayılır bir role de bürünmüş.
Dağ şimdi doğa sporcularının tırmanış listesinde başı çekiyor.
-Ihlara Vadisi… Volkanların aşındırmasıyla oluşmuş bir kanyon vadi Ihlara… Bir Hasan Dağı güzellemesi de denebilir.
Uzunluğu 14 km, yüksekliği bazı noktalarda 5 apartman boyu...Melendiz Çayı, nam-ı diğer Potamus Kapadukus, burada yollar açmış kendine.
Hafta sonu on binlerce kişi, çayın çevresinde sosyal medyaya hazırlanıyor. Ihlara, Hıristiyan mimarisi ile resminin tüflü yapılarda kendini bulduğu bir sergi alanı olmalı. Kanyonlarda kayalara oyulmuş onlarca kilise mevcut…
Vadinin jeomorfolojisi de Roma’nın baskısından kaçan keşişlere doğal bir inziva alanı yaratmış. 3 km yürüyoruz, yüzlerce basamak…İzdihama rağmen organizasyon yerinde…
-Ulu Cami… Mimarisindeki yalın diline, kesme taşlarına hayran olduğum Anadolu’nun belki de en özgün camisindeyiz. Yapı, Anadolu sufiliğinin bir simgesi gibi…
Karamanoğlu Mehmet Bey, yığma bir tepe üzerine yaptırmış camiyi. Tüm süs unsurlarından arındıran bir sadelikle….

Yapımı Osmanlı Devleti’nin fetret sürecine denk düşen Ulu Cami, iç mekan orijinalliğini iyi koruduğu için özellikle “akşam saatlerinde gezin” diyoruz. Çünkü avludaki ruhani hava bir zamana yolculuk tadında…Gezginlerini 1400’lü yıllara kadar taşıyor.
-Sümbüllü Kilise…Hıristiyanlığın ilk dönem merkezlerinden…Ihlara Vadisi’ndeki kilise iki kattan oluşuyor. Altta ibadet yeri, üstte beşik tonozlu bir eğitim alanı mevcut…
10-12.yüzyıllar arasında yapılan Sümbüllü kilisenin duvarlarında sıra dışı tasvirler var. Mikail ve Cebrail arasındaki Meryem Ana, İsa'nın Tapınağa Takdimi ve Azizler bunlardan sadece bir kaçı…
Vadi içinde yer alan ‘Yılanlı’ da turist akınına uğrayan diğer bir kilise…Sümbüllü’den daha eski olan kilisenin duvarlarında “Çarmıhta İsa” ve “Meryem’in ölümü” sahneleri tasvir edilmiş.
Yılan ismine gelince…Kilise’nin batı duvarında ‘dört kadın’ tasviri var, yanlarında saldırmaya hazır yılanlar…
-Selime Peribacaları: Kapadokya’yı görmediyseniz Selime, en keyif alacağınız yerlerden biri… Tüflü bacalar, Ihlara Vadisi’nden başlayıp Selime kasabasında son bulduğu için bu sevimli isim çıkmış ortaya.
Peri bacalarında Romalılar'dan kaçanlar yaşamış. İmparator Theodosius, Hristiyanlığı kabul edince (380) korku bariyerini aşan gruplar Selime bacalarını katedrale dönüştürüyor ve ilk yüksek sesli ayin de burada yapılıyor. Katedral içinde Bizans’ın etkisi çok güçlü…






























Yorumlar